8 Kasım 2011 Salı

Dünya dönüyor

Günden güne içimde daha çok kayıt yazma isteği artıyor. Sebebini bilmiyorum ama olsun. Neyse girişi kısa keselim çünkü yazım uzun olacak. Bu yazı da isyankar tarafımı göreceksiniz.

Dünya dönüyor arkadaşlar. Aranızdan bazıları güzel bir dünyada yaşadığımızı inanabilir.(böyle insanlar varsa onları at gözlüklerini çıkarmaya davet ediyorum lütfen bazı şeyleri görün.)Bu dünya güzelse ben de dünyayı kurtaran adamın oğluyum amk. Bi arkadaşımın güzel bi sözü var "Bu dünyada insanlar başkalarının keyifleri ve çıkarları için ölüyorsa ölen insanlar değil insanlıktır." (o arkadaş benim ehehe)Şimdi dünyanın güzelliklerini sayalım: Amerika'da insanlar günde 10 insanın doyacağı yemeği yerken afrikada insanlar açlıktan ölüyor, hiç bir sebep yokken belli bir kesimin çıkarı için savaşlar çıkıyor, insanlar arasında adalet yok, insanlar elini koluna sallaya sallaya adam öldürüyor. Yeterli mi? Ne kadar güzel dünyamız var ya inanamıyorum daha bitmedi bekle. Müslümanız diye geçinip kadınlara 2. sınıf insan muamelesi yapanlar var. Müslümanlara 2.sınıf insan muamelesi yapanlarda var(kemalistler yahudiler kısaca müslüman olmayan çoğu kişi) Size bi yazı göstereyim kelimesi kelimesine doğru amk ya. Üşenme oku.Yine ekşi sözlükten alıntıdır  öncelikle kendimi tanıtayım.

yetmez ama evetçi ve anti-kemalistim. akp'nin yaptığı doğru şeyleri destekleyip, ulusalcılar ve laikçilerden zerre hazzetmediğimden, akp'nin köpeği, dinci-liboş, fetocu, pro-liberal (bu yeni nedir bilmiyorum), hain, fino vs. gibi bir çok sıfatla nitelendirildim. türbanlıların üniversiteye girebilmesi, ordudan dini eğilimleri nedeniyle atılanlara tazminat ödenmesi için yürüdüm. akp'ye açılan kapatma davasına karşı çıktım, abdurahman'ı yerden yere vurdum. başı açıklığın çağdaşlık ilerilik göstergesi olduğu bu kemalist düzeni en sıkı şekilde eleştirdim. dindarları ezen bu baskıcı rejimin motoru orduya vatanhaini, ajan olmak pahasına her zaman muhalif oldum. kısacası, bu kemalist düzende ezilen siz müslümanların özgürlüğü için elimden, dilimden ne geliyorsa yaptım. istedim ki, özgür olun. zira, bu ülkede müslümanlar özgür olmadan kimsenin özgür olamayacağına inandım.

ve bunun karşılığında sizden ne para bekledim, ne saygı, ne itibar, ne şan ne şöhret.. tek bir şey istedim, ben size nasıl davranıyorsam sizler de herkese öyle davranın. vermediğim bir şey istemedim. ezilenleri özgür kılmanızı bekledim, herkesin tercihlerine saygı duymanızı bekledim. şu ateist halimle sizin için çabaladım.

ama siz her seferinde sessiz kaldınız.

üç haneli tarihten bu yana, sessizliğinizi hiç bozmadınız. bir kez olsun çıkıp bağırmadınız.

ben anlayamadım sizi. neyden, kimden bu kadar korktuğunuzu anlayamadım hiçbir zaman; hadi o tamam ama ortada bu denli korkulacak ne olduğunu şu kafir havsalam bir türlü almadı. herkesin özgürce istediği gibi yaşamasını savunmanın neden bu kadar zor olduğunu ya hiç anlatmadınız ya da anlattınız da ben anlamadım.

yüzlerce yıl ve tek bir toplumsal itiraz yok. neden diye sormak şimdi benim hakkım değil mi? sizlerin hakkını savunmuş, özgürlüğünü savunmuş biri olarak tek bir sorum var: neden?

mağdurlarla empati kurmak, allah'a şirk koşmak mı demek? nedir bu kadar zor olan?

biliyor musunuz ne düşünüyorum, tüm sorunları çözecek güce sahipsiniz aslında. bir gün çıkın ve deyin ki, bu ülkede ramazan'da herkes oruç tutmak zorunda değildir, isteyen tutar isteyen tutmaz. bir gün de çıkıp deyin ulan şunu. 

bir gün de çıkın deyin ki, bu ülkede herkes dindar ahlakına göre yaşamak zorunda değildir. isteyen içkisini içer, barına gider, istediği ile yatar...

bir kerede şaşırtın ulan bizi, herkes allah'a inanmak zorunda değil deyin. isterseniz ojeye inanın deyin.

koskoca bir tarihin inadına bir kere yapın bunu. atın şu yüzlerce yılın ağırlığını sırtınızdan, kimseye koz vermeyin artık sizleri aşağılayabilmesi için. benim dinim bana deyin, ben allah'a iman ederim, gerisi beni ilgilendirmez, deyin. 

hayallerde mi yaşıyorum ben? samimi soruyorum, bu istediklerim çok mu zor? çıkıp bir kez olsun bunları demeniz imkansız mı? ben buradan, orada olan biteni anlayamıyor muyum? açıklayın o zaman. nedir karşınızda bir kadın sigara içti diye darp edilirken sizin gıkınızı çıkarmadan oturmanızın nedeni. nedir, içki içti diye linç edilen insanları sahiplenemeyişinizin nedeni? nedir şort giydi diye darp edilen bir kadına kınayan gözlerle "hak ettin" diye bakanlarla ortaklığınızın nedeni? nedir milleti ahlakınızla "şereflendirmek" istemenizdeki bu bitmek tükenmek bilmeyen arzu. nedir elele gezen sevgililere tahammül edemiyeşinizin altında yatan derin neden? nedir mini etekli bir kadını kapatmak isteminizdeki dinginlenemez ihtiras. nedir ulan? herkes istediği gibi yaşasın diyememek, her daim öfkeli, her daim gergin.. nasıl dayanır insan böyle bir varoluşa?

aslında her şey dilinizden çıkacak bir cümleye bakıyor, sihirli bir cümle, 80 milyonun gerginliğini alacak bir cümle.. adeta sihirli bir değnek. tek söylemeniz gereken, "içki içmiyorum ama içki içenin özgürlüğünü savunmak için canımı vermeye hazırım." çıksın bi kere ağzınızdan şu cümle. sonra bir durulalım. bi helalleşelim. bi sarılalım. bi iftara gelelim lan size. misafir olalım. çok güzel güllaç yaparım ben. hoşgörüde sınır tanımam, oruçlu musun, karşında yemem içmem, iki dakika sonra içsem ölmem ya... sen bana şu sihirli cümleyi kur, bir ay her gece seni sahura kaldırırım. kur ulan bir kere olsun kur şu cümleyi. al şu gerilimi üzerimizden.

merak ediyorum hiç mi geçmiyor içinden, hiç mi demiyorsun, ben neden böyleyim... neden sadece kendimi düşünüyorum... neden şu an da belki milyonlarca kişinin yaptığı onlarca şey bünyemde sıkıntı yaratıyor. neden birileri "zina" yaparken ben rahat uyuyamıyorum. neden allah'a inanmayanlar huzursuzluk veriyor bünyeme.. neden.. meydanlar hiç mi çekmiyor sizi? sizi yıllarca aşağılayan, mahkum eden o kemalistleri, ulusalcıları göt etmek geçmiyor içinizden. milyonlarca müslüman, hep bir ağızdan, sivas'ta insanları diri diri yakarken tekbir getirenleri lanetlemek vicdanınızın en ücra köşesinde bile yok mu? nedir sizi tutan? allah mı? allah bu mu?

benim bunlara sana söylemeye yüzüm var ama hadi olmasaydı... yukarıda sorduklarım yitirir mi önemini? 

arap coğrafyasındaki baskıcı, totaliter rejimler için bir kere olsun sesini çıkaramamış olman gerçekliğini yitirir mi?

iran'da su savaşı yaptı diye insanlar mahkum ediliyor, arabistan'da araba sürerken yakalanan kadın falakaya yatırılıyor, katar'da bir kadın saçı gözüktü diye 2 hafta hapis cezası alıyor, malezya'da müslüman kadınlar, gayrimüslümlerin seks kölesi olarak kocalarına tahsis edilmesini savunuyor, afganistan salman rushdie için ölüm fermanı yayımlıyor... daha niceleri.. islam'ın olduğu hiçbir yerde insan, islam'ın dışında bir hayat süremiyor, kıyısında köşesinde kendine nefes alacak bir delik bulanlar cezalandırılana kadar hayatını sürdürüyor..

ve siz bir kere olsun bunlara itiraz etmiyorsunuz. bir kez olsun sesinizi çıkarıp bunlar yanlıştır demiyorsunuz. bu suskunluğunu anlamamak da haklı değil miyim cidden merak ediyorum. nolur anlatın. bunları emreden allah'sa, onu söyleyin ama bilelim bu vicdanınızın önündeki perde nedir.

şimdi ben sizden insanlık adına bir ricada bulunmak istiyorum,

sessiz bir köşe bulun ve yukarıdakileri bir düşünün. 
ben sizden inanmamanızı beklemiyorum, yüzlerce yılın sonunda sizden tek beklediğim bir kez olsun, sadece bir kez, inanmayanla inanmayıp, inananla camiye gitmeniz. 

işte o zaman ben de seninle camiye gelirim. 

bayram namazları ne güzel olur, ansızın çıkıp gidebileceğini bildikten sonra..

edit: 

aldığım mesajlardan gördüğüm kadarıyla müslümanlar da yazdıklarıma katılıyor. tamam katılıyorsunuz ama nereye kadar bu sessizlik? boğazınızda takılan ne var? kendi tabanınızdan mı korkuyorsunuz? yarın çıksanız taksim'e bağırsanız içki içenin, içki içme özgürlüğü için... bir kere yapsanız bunu ertesi gün üniversiteye başınız kapalı gittiğiniz vakit, sizden başınızı açmanızı isteyenlere göğsünüz dimdik meydan okumaz mısınız? tam o anda bağırmak istemez misiniz, "ben dün senin özgürlüğün için yürüdüm. sen şimdi benim başörtümü çıkarışımı izliyorsun." bunu o iğrenç bakışların sahibinin suratına haykırmak istemez misiniz? bu duyguyu yaşamak istemez misiniz? hiç yaşadınız mı? hiç tattınız mı, senin özgürlüğü için çabaladığın insanın senin özgürlüğüne saldırırken hissedilen o acıma dolu vakur hissi?

siz bir kere çıkın ve bizler için bağırın, türkiye'yi yeniden kurarız. bu (birinci) cumhuriyet işte o zaman harbiden biter.

Doğru ya doğru. Lanet olsun doğru ya. Kemalistlik nedir ya ne biçim bi inanç. Atatürkü bizde seviyoruz ama onu tanrı yapmıyoruz atatürkün kötü taraflarını eleştirebiliyoruz. Hiç bi insanın söylediklerine körü körüne inanmayın ya. Düşünün düşünün lütfen düşünün. Türkiye şu an kötü durumda olmasının sebebi çok iyi anlatmış arkadaşımız: Kemalistler ve kendini müslüman sanan dinciler. Bu kadar aptal olmayın sakın bu iki kesimden de olmayın. Neyse konu dağıldı ben devam edeyim.

Bence dünyanın güzel olması mümkün değil arkadaşım. Bütün insanlar kendinden başka kişiler için fedakarlık yapmadıkça dünyada bir sorun bulutu olacaktır. Zaten bütün insanların böyle olmasının imkanı yok. 

Şimdi gençler, yol arkadaşlarım dünya aynı zamanda güzel olabilir.("s.. git" dediğini duyabiliyorum "o kadar saydın dünya güzel değil dedin ne diyon sen amk" dediğini de duyuyorum her şeyi duyuyorum ehehe) Aldanmayın kendi dünyanızdan bahsediyorum. Kendi dünyanızın güzel olması benim elimde yada selinin yada ahmetin elinde değil senin elinde. 

Bu yazıdan çıkarılacak dersi de sen bul zeki insan

Neyse daha fazla uzatmayayım. Sağlıcakla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder